Sergüzeşt dokuz yaşında Kafkasya'dan kaçırılıp esircilerin eline düşen Dilber'in hüzünlü hikayesini anlatır. Evinden uzak bir köle hayatı yaşayan Dilber değişik konaklarda yaşadığı serüvenlerden sonra Asaf Paşa'nın konağına satılır. Burada paşanın oğlu Celal ile tanışan genç halayık ve eğitimli ve iyi kalpli bu gence aşık olur. Celal de Dilber'in duygularını karşılıksız bırakmaz ancak bu aşkın farkında olan yalnızca onlar değildir. Aynı zamanda köleliğe karşı toplumsal bir eleştiri niteliği de taşıyan roman Türk edebiyatında romantizmden realizme geçişin ilk eseri olarak kabul edilir.