Nahid Sırrı Örik Gece Olmadan!'da 1920'lerin Ankarası'ndaki bir pansiyona yolu düşen kadın ve erkeklerin arzu dolu hayatlarını anlatıyor bu defa. Evlilik dışı ilişkiler aşklar aldatma ve aldatılma üzerinden anlattığı insan hikâyelerindeki sahicilik hemen yanı başınızda yaşanıyormuşçasına güçlü bir etki uyandırıyor. Kıskanmak'ın yazarı bu romanında da insan ruhunun derinliklerine inerek arzuların karanlık dünyasındaki gezintisine devam ediyor...
"Çünkü dediğimiz gibi o tarihlerde Ankara hakikaten kadınsızdı. Kocalarıyla beraber İstanbul'dan gelmiş olup sayıları asla kabarık bulunmayan İstanbul hanımlarının maceraya düşkünleri de günahkârlığa cesaret edemiyor şehrin ufaklığından korkuyorlardı: Evde unutulmuş bir şeyi almak üzere kocalarının her an bastırıvereceklerini kendilerini evde bulmamaları yahut soyunup dökünmüş erkek misafirleriyle bulmaları ihtimalini hesap ediyorlar ve iştihalarını İstanbul yazlarına aylarca sürdürdükleri hava tebdili zamanlarına bırakıyorlardı. Ankara yerlilerinin teşkil ettikleri âlemle İstanbul'dan gelmiş bekârlar arasında ise bir demir perde vardı. Kendilerine en hafif tabirle hafif meşrep tabir olunup bu işin ticaretiyle meşgul olan kadınlara gelince onlar da ihtiyaca göre pek az bu itibarla da yanlarına yaklaşılamayacak derecede pahalıydılar."