Türkiye'de demokrasinin gelişiminde "Kürt Sorunu" her zaman ayak bağı oldu. Önceleri bu sadece Kürtlerin sorunuyken 1984 sonrasında bölgede başlayan silahlı mücadele Türkleri de içine çekti.
Kürt Sorunu'nun çözümsüz olarak bu kadar büyüyüp gelişmesinde gazetelerin ve televizyonların ağır sorumluluğu inkâr edilemez. Çünkü ga-zetecilik yerine devletin resmi politikasına uyum sağlama yolu seçildi. Bölgenin fotoğrafı olduğu gibi Türkiye kamuoyuna aktarılmadı.
Ancak Türkiye'de gerçeğin peşinden koşan gazeteciler var. Nazım Alpman da bu "azınlık" içinde yer alan sayılı gazetecilerden biridir. "Gaze-teci başta barış demokrasi ve insan hakları olmak üzere insanlığın temel değerlerini savunur" ilkesine sıkı sıkıya bağlı olan Nazım Alpman bölgeye bu gözle bakarak yıllardır gazetecilik yapıyor.
Kitaptaki makaleler Kürt Sorunu açından gazeteciliğin artı hanesine yazılacak metinleri oluşturuyor. Bir halkın çilesi sadece kendisine ait ola-bilir mi? Eğer böyle olursa insanlığın anlamı kalır mı?
Nazım Alpman bu soruların yanıtlarını da veriyor.