Tıpkı Nasreddin Hoca ve Keloğlan gibi La Fontaine'in de aslında çocuklar için olmadığı genç yetişkinler ya da en iyi ihtimalle hayata hazırlanan ergenler için yaşamı anlama kılavuzu olarak değerlendirilmesi gerektiği söylenir. Bugüne kadar dünyadaki hemen hemen tüm dillere çevrilmiş olan La Fontaine fablları 17. yy'dan beri gerek orijinal gerek uyarlama türlü şekillerde de yayımlanmıştır.
Yazıldıkları söylendikleri dönemin toplumsal kültürel yapısını ahlak anlayışından güzellik anlayışına o dönemin dokusunu hayata bakış açısını yansıtan bu metinleri yazıldıkları döneme göre değerlendirmelidir. Bu fabllardan bazıları yaygın olarak bilinmez. Metinler zaman zaman bize yabancı gelecek unsurlar içerse de bazı hayret verici şeylerin 1600'lü yıllardan beri değişmediğini görmek ise gerçekten ilginçtir. Bu bize insanoğlunun bazı yönlerinin ilelebet aynı kalacağına dair karamsar fikri kanıtlıyor gibidir. Fabllar bize dünü bugünü ve geleceği hatırlatır.
Adolf Born'un muhteşem resimlerinin her biri ise ayrı bir sanat yapıtı olarak La Fontaine'in fabllarına eşlik etmektedir.