Geleneklerine sıkı sıkı bağlı olarak yetiştirilmiş bir Türk genci eğitim için Avrupa'ya gider. Ekonomik özgürlüğü olmayan bu genç bunalımlar ve çıkmazlar içindedir. Batı'nın özgür ortamında kendisinden farklı kültürdeki insanlar arasında birey olma mücadelesi vermektedir.
Bu romanda yazar İsviçre'de Cenevre Üniversitesi'ndeki öğrencilik yıllarından bir kesit vermektedir. İlk romanı olan YAZDAN KALMA BİR GÜN'de yazar romandaki kahramanlara kendi geçmişinden anılarından bir şeyler kaçınılmaz olduğunu vurguluyor ve şöyle devam ediyor: "İnsan kendi yaptıklarından soyutlanamaz. Anı bir eserin elle tutulabilen en gerçek yanı olur. Gerçek yanı diyorum çünkü yaşanmıştır anlamlıdır geçerlidir içtendir. Romanlarımda malzeme olarak hep yaşadığım veya yaşanmış tanığı olduğum olayları işledim. Soyut olaylar düşünceler sistemler yaratmakla uğraşmadım. Çünkü bence yaşanmış olan geçerli olandır. Bu nedenle eserlerimde benim yaşantımdan kesitler bulabilirsiniz... Ama YAZDAN KALMA BİR GÜN romanımdaki hüzünlü olayı hiç yaşamadım... Yaşamak da istemem..."