İran hal-i hazırda devam eden büyük satrancın her zaman göbeğinde olan bir ülkeydi. İşgallere maruz kaldı savaşlar yaşadı hanedanlar gördü hanedanlar gömdü. Lakin bunların hiçbirisi İran'ın 2500 yıllık kültürünü asimile etmeye yetmedi. Bu öyle bir kültürdü ki en basit örneğiyle yönetim şekilleri değişse dahi devlet aklı bağlamında "Acem Diplomasisi" deyimini literatürlere sokacak denli mevcudiyetini korudu. Saldırmaya kalkanlara belki yavaş ama çok sarsıcı derinden darbeler indirdi. Kendisini tarihten silmeye çalışanları kendisine bir şekilde bağımlı hale getirdi. Dil edebiyat felsefe siyaset bilimi vb konularda İran her zaman bir komşu ama aynı zamanda tam olarak kabul edilemeyen bir "yabancı" olarak algılanıp buna rağmen meşruiyetini sağlamasını bildi...
"İran: Tarihin Kavşağında Açık Hedef" kitabı ahkam kesmek ya da akıl vermek amacını gütmüyor. Sadece tarihin her döneminde kavşak noktasında bulunan ve açık bir hedef olan yakın-yabancı komşumuzu çeşitli açılardan incelemeye ve yeri geldiğinde eleştirmeye çalışıyor.
Prof. Dr. Sencer İmer Atasoy Müftüoğlu Prof. Dr. Mehmet Kanar Cihan Aktaş Edip Yüksel Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç İbrahim Karagül Doç. Dr. Mehmet Şahin Aylin Günay Kenan Çamurcu Nevzat Çiçek Kadir Sarıkaya kıymetli yazılarıyla İran konusunda akılda kalan her soruya cevap veriyor.