Torunlarımla beraber adeta yeni bir yaşama adım attım. Onlarla beraber yeniden büyüdüm. Bitip tükenmez masallar öyküler anlattım onlara. Anlattıklarımdan hiç değilse bazılarını unutmasınlar diye bir gün yazmaya başladım. İşte bu kitabın öyküsünü de İdil'e borçluyum
İdil televizyon seyrederken ürkek ve üzgün bir çocuk sesinin biraz da sanki korkarak hep aynı ezgiyi tekrarladığını duymuş: "BABA BENİ OKULA GÖNDER." İki damla yaş göz pınarlarından taşıp yanaklarından süzülüvermiş. Ona bazı gerçekleri anlatmanın zamanı geldiğini bu gözyaşlarını görünce anladım
Önce masallarımı sonra öykülerimi daha sonra romanlarımı kaleme alırken bana hep torunlarım yol gösterdi ışık tuttu. "Kırlangıç Okulu"nu yazarken kapalı kapılar ardında o hüzünlü ezgilerin bundan böyle mırıldanılmamasını diledim bütün kalbimle. Hep yakardım ki kızlar "Uzak uzak tepelere ev kurmasınlar!" diyerek ağlamasınlar. Anlatmak ihtiyacı ile yazdım; ama biliyorum: daha anlatmam yazmam gereken çok şey var...