Yazgı Güldünya'nın yaşam öyküsünü anlatıyor bize. Bu toprakların insanlarının bir türlü yenemediği töre kurallarının üstüne eklenen törenin cehaletin ve tüm hayatlara mâl olan hataların içinde yaşayan bu topraklarda doğan talihsiz ve kaderi baştan beri kara yazılmış nice kızların öyküsü...Töre evliliklerinin berdel evliliklerinin ve başlık parası ile yapılan evliliklerin toplumda yarattığı kalıtsallığın öyküsü...
Güldünya zaten güzeldi. İnce uzun bedenine yakışan sarı saçlarını bir omzuna dökerek bir topuz yaparak sokakta yürürken Mardin'in yabancısı olduğu her halinden belliydi. Yürüyüşü güzeldi. Sarı saçları ve başını yürüyüşüne uygun sallayışı güzeldi. Mavi gözleriyle etrafı izleyişi ve tanımaya çalışması güzeldi. Konuşması güzeldi. Birisiyle konuşurken hitabetli ve karşısındakini dinlemesi güzeldi. Cesareti güzeldi. İçinde korku taşımaması güzeldi. Sıcakkanlılığı güzeldi. Sevecenliği güzeldi. Munis yapılı oluşu güzeldi. Peki ya yazgısı?..
Türkiye'deki milyonlarca kadınla ortak kaderi paylaşan Güldünya'nın özgürlüğe ulaşma çabasını okurken hem içinizde bir yer acıyacak hem de içinde yaşadığınız coğrafyanın belki de en acın yüzüyle çok duru bir anlatım ve gerçeğin keskin ifadesi eşliğinde karşı karşıya geleceksiniz...