Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra "Sivil Toplum" Sosyal Bilimler literatürünü "ideal" bir toplumsal ve politik örgütlenmenin anahtar kavramı olarak meşgul etmeye başlamıştır. Kavramın devletten bağımsız bir özel alanlar özdeşleştirilmesi ve "gönüllülük" ilkesine dayandırılması; sadece devletten bağımsız ve hükümet etmekle ilgili olmayan (non-governmental) bir yapılaşmaya değil aynı zamanda demokratikleşmenin toplumsal öngereklerine de işaret etmektedir. Bu bağlamda Sivil Toplum kavramıyla sosyal bilimciler demokrasiyle uyuşumlu ideal bir toplumsal örgütlenmeyi resmetmeye girişerek sivil toplumun demokrasiyle ilgili her tartışma sivil toplumu aydınlatmayı; sivil topluma ilişkin her aydınlatma da demokrasinin ne şekilde "demokratikleşmesi" gerektiğini gündeme sokmuştur...
Türkiye'nin demokratikleşme sürecini devlet sivil toplum ilişkisi odağından bakarak anlamak isteyenler için Dr. Gülsüm Erdoğan Tosun'un kitabı önemli bir kaynak olarak kendini göstermektedir.