Cengiz hayatın anlamının aşkı bulmakta olduğunu düşünen ve delice her bedende düşlediği aşkı arayan yalnız bir adam. Birbirinden farklı hayatlara sahip kadınlarla birlikte olan Cengiz düşlediği aşkı bulamadığı gibi bir seks obezine dönüşür. Bu yaşam biçimi evlendikten bir oğlu olduktan sonra da değişmez...
"Demir parmaklıklardan bahçeye baktım. Bahçede dolaşan delilere. Ben de onlardan biriydim akıllı olmayı seçenlerden!"
" Sanırım dünyada oğlunun tuttuğu takımı bilmeyen tek baba bendim. Tek soysuz baba!.."
Cinsiyet değiştirmenin anormal karşılandığı günümüzde bir kadının erkek gibi hissedebileceğinin ne kadar kolay ve normal olduğunu; beynine girip zihnini ele geçirdiği Cengiz'in erotizm dolu hayatını tıpkı bir erkekmiş gibi anlatıp herkese kanıtlıyor Tülay Ferah. "Meğer ne basitmiş kadınken erkek gibi hissetmek" dedirtiyor insana!
"Erkek salt bir beden öyküsü değil; ruhun arınma yolcuğu kurtuluş arayışıdır da. İnsanın içteki cennetiyle ve cehennemini dış dünyanın/insan ilişkilerinin acımasızlığıyla anlatır Tülay Ferah. Bir yanda hem uzak hem yakın aşk'ın aşkınlığı hem de "kucaklanacak beden"in özlemi dile getirilir.
Erkek aşka tutkuya bedene ağıttır aynı zamanda. Günümüz erkeğine/kadınına erkeği anlatan bir roman. "Ben kimim" sorgusunu da yapan üstelik..."
Feridun Andaç