"Ne olacağına bir türlü karar veremeyen bir ağaç üzerine şiir yazdım bugün. Ağaç bazen aya bazen kırlangıca benzeyen garip yapraklar veriyormuş; çünkü gördüğü her şeyden büyük bir heyecan duyup etkileniyormuş. Komşuları ise onun bu haline gülüp dalga geçiyorlarmış."
Çocuk desen; hem öyle hem değil. Yetişkin desen henüz değil. Ama kesin olan bir şey var nasıl biri olacağına ve ne türden bir hayat yaşayacağına şimdi karar verecek. Oysa babası da ülke yönetimi de bu kararı on dört yaşındakilere bırakmıyor. Onlar için çocuklar yalnızca kurdukları sistemi devam ettirmesi gereken kişiler. Belki de onu kendi ismimizle çağırmamız için isimsiz bırakılan kahramanımızsa öyle düşünmüyor. Kendi kaderi gibi ülkenin kaderine de sahip çıkarak düş gücümüzün sınırlarını genişleten zeki ve yaratıcı eylemlerde bulunuyor böylece kafamızı karıştıran bir soruya da yanıt veriyor: Gençler ülke yönetiminde söz sahibi olmalı mıdır? O kendilerine layık görülen geleceği sorgulamakla kalmıyor adil bir gelecek kurmaya uğraşıyor. Bu sırada da bize çocukluğun gençliğin dostluğun ilk aşkın maceralarını müthiş tatlı ve akıcı bir dille anlatıyor. İnsan bu kitabı okurken hiç bitmesin istiyor.