"... Mekan tüm diğer belge ve kanıtlardan daha fazla değişime açık... Bir belge yazıt ya da edebi eser yani tümüyle sözlü anlatımlar kaydedildiği biçmiyle sonraki dönemlere aktarılabilir ve saklanabilir. O yazılmış ve bitmiştir. Oysa mekan içinde yaşanılan mekansal bir gerçekliktir ve özne ile nesne arasındaki diyalektik gerilimin bir gereği olarak her türlü politik toplumsal ekonomik değişinim onu da değiştirir. Değişen mekan aktüelleşmiş yeni bir olgu olarak özneyi yani onu değiştiren bireyi değiştirmeye koyulur. Bu nedenle içinde yaşandığı sürece mekan artık ilk oluşturulduğu özgün konumunda değildir. Sistemdeki / söylem(ler)deki her değişinim kendi temsilsel kodlarını mekana işler. Tıpkı Lefebre'in dediği gibi "örümceğin bıraktığı izler gibi mekanda iz bırakır..."