Batı dünyası Pasifik Okyanusu'ndaki toplumların basit tasasız ve ilkel olduğunu varsayan romantik bir resim yaratmıştı; bu insanlar kendilerine medeniyetin bahşedilişinden çok önce cahil vahşilerden ibaretti batıl korkular ve disiplinsiz bir otorite tarafından yönetiliyorlardı... Uygarlığı kendi tekelinde sayan geleneksel Batılı yaklaşım pek çok yerde olduğu gibi burada da yanılmıştır. Bilimsel araştırmalar Polinezya toplumlarının ahlak değerlerinin en az bizimkiler kadar sağlam sanatlarının zengin bilimlerinin ileri felsefelerinin gelişkin olduğunu gösterdi.
Huna işte bu felsefeye verilen ad kahuna ise bilgiyi yayan yaşatan insandır.
Huna'da emirler yoktur. Bunun yerine olaylar arasındaki zorunlu bağlantılar anlamında "mantık" vardır. Şiddet kullanırsanız karşılığında şiddet görürsünüz. Severseniz sevilirsiniz. Bunun emirlerle buyurgan bir Tanrıyla ilgisi yoktur. Yaşamın doğası budur. Deneyimin düşünceyi izlemesi ve her şeyin bütünün bir parçası olduğu görüşündeki huna öğretisine göre kendinize karşı şiddet duymada başkalarına şiddet uygulayamaz önce kendinizi sevmeden bir başkasını gerçekten sevemezsiniz.
Serge King eğitimini kahunalardan alan "beyaz" bir kahuna. Bu gelişken felsefeyi bizlerin kullandığı dile "çeviriyor". Gereksizleşen sır perdelerini aralıyor. Huna felsefesini ruhsal yolculuğumuzda ve gündelik yaşamımızda esin kaynağı olarak kullanmamıza kapı açıyor. Ve eski bir kahuna kehanetini gerçekleştiriyor.
Bırakalmı bilinmeyne bilinene dönüşsün!