Bu kitabın kaleme alınma öyküsü bir mektupla başladı...
Öte aleme göç eden Anneme ve Babama yazdığım ve onlara ulaşamayacağını bildiğim bir mektuba ulaşabileceği ısıtabileceği yüreklerin; cevap vermesi ümidiyle... Önce kendime baktım; lakin aynadaki suretimle halleşirken işittiğim sözler yalnızca bana ait değildi.
Hepimizden yükseliyordu. Kimi senden kimi en yakın arkadaşından kimi dün yolda yürürken yanlışlıkla çarptığın adamdankimi yıllardır görmediğin çocukluk arkadaşından kimi hiç bilmediğin bir şehirdeki o tek katlı evde oturan çocuktan... Hepimizden...
Duyduğum tüm seslerin yazıldığı nağmeleri iliştirip bir güvercinin kanadına; niyetlendim bu satırların göğünde geleceğe göndermeye...
Hayatın adımlarında içimizdeki kıpırtıları görmezden gelmemeli.
Dinlemeli can kulağıyla zamanın kıyısında yükselen seslerini...
İçimizdeki ses düşüncelerimizdeki sesten daha doğru çıkar çoğu zaman...
Hani zaman zaman deriz "İlk aklıma geleni yapsaydım
ilk gördüğümü alsaydım..."
İlk bakıştır yakan insanı iner ta derinliklere ok gibi saplanır kalbinize...
Kulak vermek lazım o sese o sesin bizi götürdüğü yer
Mevlana'nın Şems'ini aradığı yerdir; o ses Mecnun'un Leyla'sını aradığı nefestir. Dilerim o seste yankılansın sevgilerimiz ve hüzünlü sonbaharın gazellenmiş yapraklarının muştusu olsun ilkbahar...