Avrupa - Amerika felsefesinin kendi türdeş kapitalist dünya ve insan anlayışına uymuyor diye etnik felsefeleri dışlaması geleneksel masallar olarak değerlendirip ciddiye almaması gerçek demokrasi çok kültürlülük ve hümanizm ile bağdaşmamaktadır. Felsefe özünde sanat kadar insani bir etkinliktir. Evrensel ve tüm insanlığın düşünceleriyle zenginleşecek çok kültürlülüğe dayanan çoğul bir felsefe için etnik felsefenin yükseltilmesi zamanımızın insan hakları anlayışına uygundur. Bu kitap etnik felsefenin Anglosakson akademik felsefenin derinliklerinde yatan ırkçı cinsiyetçi hegemonik anlayışa karşıt hümanist ve radikal bir felsefe devrimi olma özelliğine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.