İkinci Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkilerine maruz kalmış bulunan Batı Avrupa Ülkeleri artık savaşı imkansız kılabilmek için yoğun çaba sarf etmiş ve neticede Avrupa Toplulukları projesi çözümün adresi olarak ortaya çıkmıştır. Başlangıçta ekonomik bütünleşmeyi amaçlayan ve zamanla hızla gelişerek Avrupa Birliği adını alan bu proje günümüzde iç sınırların fiilen ortadan kalktığı 27 üyeli 500 milyon nüfuslu dünyanın en ileri ekonomik ve siyasi entegrasyon modeli olarak karşımızda durmaktadır.
Yönünü Batıya çevirmiş olan Türkiye ise Avrupa'dan meydana gelen değişikliklere karşı kayıtsız kalmamış Avrupa'nın ekonomik bütünleşme sürecine dahil olma iradesini 31 Temmuz 1959 tarihinde AET'ye üyelik başvurusunda bulunmak suretiyle ortaya koymuştur. Türkiye Topluluklara ortak üye (associate member) başvurusu yapmış ve 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe giren Ankara Anlaşması ile Türkiye-At ortak üyelik ilişkisi başlamıştır. Ankara Anlaşması'na göre Türkiye At üyesi ülkeler ile arasındaki ekonomik sosyal ve siyasal farkı bu ortaklık sürecinde giderek kapatacak ve nihayet hazır duruma geldiğinde tam üye olacaktı.