Hüzün Seremonisi; aşkın umudun özlemin hayal kırıklığının
bekleyişin ama en çok da hüznün romanı.
Hayatımızdan sevinçler çıkınca
geriye sadece hüzün kalmıyor mu? Ve hayatı aslında hüzünlerimiz
anlamlandırmıyor mu?
Hüzün Seremonisi ruhumuza şiirsel bir incelikle
dokunuyor. Bu romanda "hüznün resmigeçidine" tanıklık edeceksiniz...
Sana ''sevgili günlük'' diye seslenmek isterdim ama sanırım bu ikimiz için de iyi olmaz. Çünkü seninle her gün muhatap olacak gücü kendimde bulamam. Özellikle geceleyin uykuya yatmadan önce yüzleşebiliriz. Ama unutma arada bir uygun olduğum vakitlerde bana sırdaş olabilirsin. Lütfen fazlasını isteme benden. İlişkimizin süresi senin tutumuna bağlı. Paylaşacağım çok şeyim yok. En azından günü gününe not tutacak kadar hareketli bir dünyam yok. Duygu yoğunluğuma gelince evet kimi zamanlar öylesine taşma isteği duyuyor ki hislerim günlerce boşalmak arzusuyla yanıyorum. Ambalajında bir çift güzel göz görüyorum. Eğer bana hep böyle içten bakarsan korkarım verdiğim sözü tutamayacağım. Tanıştığımıza memnun oldum...