Bu kitap sermaye hızla uluslararası boyut kazanırken politikaların ulusal devletlerin sınırları içinde belirlenmesinin yarattığı çelişkilere ve bunların avrupanın entegrasyonunda yol açtığı sürekli krizlere dikkati çekiyor. Bu sürecin Doğu Avrupa ve "Üçüncü Dünya" ülkelerindeki etkileri ele alınıyor. Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler Gümrük Birliği bağlamında irdeleniyor. Batı Avrupanın birleşmesinin kadınların yaşam ve çalışma koşullarında yaratacağı değişiklikler irdeleniyor ve alman solu örneğinde avrupanın entegrasyonunun batı avrupa sermayesinin dünyadaki pazarlara hakim olma mücadelesine yönelik emperyalist bir proje olarak algılanmaması eleştiriliyor.