"Ölüm törenleri acılar yaslar da bayramlar şölenler sevinçler mutluluklar kadar birdi. Bu kocamanlık sonsuzluk altındaki böylesi bir eşdeğerliliğin gerçeği yanında; sevinç için soluyan kanserli sakat kesik kör duymaz ya da sağlam bedenlerin çırpıntısı da hiçti. İnsan kendi bedeni oldukça kendi bedeninde kaldıkça. Kendi bedenine mahkûm insan. Bu sonsuzluk içinde evet bu böyleydi işte. Bir gaz alevi ayaklarını yalayıp geçti. Feneralaylı askerler arasından kimsesiz karanlık yıkıntılara doğru açılan eski bir sokağa saptı."