Mustafa Koçak'ın Çok-Kültürlülük Açısından Dil Hakları kitabında çok-kültürcü yaklaşımın dil haklarının dayandırıldığı normatif temel olarak benimsendiği görülmektedir. Eserde adalet prensipleri çerçevesinde dilsel farklılığın hukuksal bir değer ve hak olarak kabul edilecekse bunun hangi ilkeler temelinde ve nasıl düzenlenebileceği araştırılmış ve çok-boyutlu çok-katmanlı bir konu olan dilsel adalet düşüncesi çarpıcı bir biçimde işlenmiştir. Birbiri ile ilintili olan; birey kültür kültürel seçim kimlik yurttaşlık eşitlik kültürel haklar azınlık grupları dil politikaları asimilasyon kolektif haklar öz-yönetim hakları gibi birçok konu dil hakları merkezli verimli bir tartışmayı zenginleştirmiştir.
Eser aynı zamanda Türkiye'nin yakın tarihinin en önemli meselelerinden Kürt Sorunu'nun merkezi unsurlarından birine de temas etmektedir. Kürt Sorunu artık kabul edildiği üzere Kürt kimliğinin ve dilinin tanınıp tanınmaması ile bağlantılıdır. Bu yüzden Türkiye'nin iç siyasetinde bugün ve yakın gelecekteki temel tartışma konusunun dil hakları meselesi olacağı rahatlıkla söylenebilir. Koçak'ın çalışması her ne kadar özellikle Türkiye'ye ve Kürt Sorunu'na odaklanmış olmasa da tarihsel yaşanmışlıkların ötesinde neden Türkiye'de bir Kürt Sorunu'nun ortata çıktığını devam ettiğini ve meselenin özüne ilişkin adil bir yaklaşım benimsenmediği takdirde bu sorunun neden çözülemeyeceğini dilsel farklılığı ve buna bağlı hak taleplerinin iç mantığını analiz eden özelliği ile bize göstermektedir.
Söz konusu yapısı ve ele aldığı konuların çeşitliliği ile eser pür akademik ilgililer kadar araştırmacılar gazeteciler ve siyaset bilimi ve hukuka ilgi duyan genel okuyucuya da hitap etmektedir.