"XX. yüzyılın Savaş ve Barış'ı" diye tanımlanarak Tolstoy'la kıyaslanan Yaşam ve Yazgı romanının yazarı Vasili Grossman büyük bir edebiyat adamı olmanın yanı sıra savaş muhabiri sıfatını da taşır. İkinci Dünya Savaşı'nın en acımasız günlerinde Donetsk'te Stalingrad'da Kursk'ta Almanlarla savaşan Kızıl Ordu saflarında Krasnaya Zvezda (Kızıl Yıldız) gazetesinin cephe muhabiri olarak görev yaptı 1941-1945 arası Avrupa'nın doğusunda yaşanan büyük savaşın en yakın tanığı oldu.
Cephede bin günden uzun süre kalan Grossman olağanüstü bir röportaj tekniğiyle kısa dinlenme sürelerinde siper gerisine çekilen askerlerle konuşuyordu; çünkü resmî açıklamaların tersine askerlerin akıllarındaki her şeyi açık seçik anlattıklarına inanıyordu. Bu yüzden gözlemlerinin keskinliği ve insancıl yaklaşımı yazar ve tarihçiler için paha biçilmez bir değer taşıyor.
"İkinci Dünya Savaşı" "Stalingrad: Ölümcül Kuşatma: 1942-1943" "Berlin'in Düşüşü 1945" "D-Day: Normandiya Çıkarması" "Girit: Savaş ve Direniş" "Kurtuluştan Sonra Paris 1944-1949" gibi kitaplarıyla bilinen İkinci Dünya Savaşı uzanan İngiliz tarihçi ve yazar Antony Beevor'ın yayına hazırladığı bu kitap hem Grossman'ın savaş defterlerine hem de Rus Devlet Edebiyat ve Sanat Arşivi'nde bulunan makalelerine dayanıyor.
Doğu Cephesi'nin gelmiş geçmiş en iyi tanıklığı Grossman'ın "Bence 1941 yazının bütün o sıkıntılarını hiç yaşamamış olanlar asla zaferin mutluluğunu tam olarak yaşayamayacaklar" sözleriyle betimlenebilir.