Kunduz Bataklığı'nda esrarengiz bir şekilde Kızılderililer öldürülmektedir. Ölen Kızılderililerin alınlarında Kinova'nın
dehşet işareti "yılan" bulunmaktadır. Ölümlerin birbirini izlediği günlerde bataklıktaki sis ileriyi görmeyi engellemektedir.
Büyülü bir ses önce uyarı yapmakta sonra ansızın ateş edilmekte ve havada uçan "Demir kuş" hedefi alnından
vurmaktadır. Bu doğaüstü varlığın yarattığı korku ile bütün yerliler donup kalmışlardır. Pawniler ve Komançiler "derisi
yüzülmüş kafatası" Kinova'nın dehşetini yaşadıklarını düşünüler. Ona savaş açmaya karar verirler. Kahramanımız Kızıltüy
gerçekten zor durumdadır. Bir yanda kabileleri eşi ve oğlu; öte yanda babası vardır. Ölüm bataklığında ise esrarengiz
olaylar sürmektedir: Bir komutanın rehberliğinde sis bulutunun içinde karanlık işler çeviren birtakım adamlar bir görünüp
bir kaybolmaktadır... Önce adamlarını kaybetmeye başlayan Kızıltüy'ün şimdi de eşi ve oğlu düşmanlarının eline rehin
düşmüştür. Başı büyük dertte olan kahramanımız son çareyi babasından yardım istemekte bulur. Planını ilginç
yöntemlerini kullanarak sürdürür.
...Maceraperest korkusuz adam eline tuttuğu kazın derisini yüzer. Taze filizlerle tütsüleyerek rengini yeşile boyar... Ve
gecenin karanlığında yüzü korkunç maskeli gizemli bir süvari ok gibi belirir.