... Uyumak düşümde atlar görmek istiyorum. Uçsuz bucaksız bozkırda uçsuz bucaksız binmek istiyorum. Artık seni düşündükçe daha fazla yoruluyorum....
Bendeki yorgunluğu annen anlar mı? Bilmiyorum ama o uçsuz bucaksız atlar anlar sanırım. Üzerinden unutulmayan acıtan bir tarihin geçtiği yabanımsı dizginlenmeyen atlara anlatmak istiyorum bu yorgunluğu. Öyle ansızın kaybolmuştu atlar. Birileri "Öldüler" diyordu. Sen "Gittiler" diyordun. Zaten hiçbir zaman acımasız değildin. Bir umut mutlaka olurdu senin sözünde. O atlar bir gün geri döneceklerdi. Tıpkı senin gibi gitmişlerdi. Fakat sen dönmeyecektin! Ya atlar da dönmezlerse? Yelelerinde muradımın asılı gittiği atları yalnız düşlerimde mi görecektim?...