Sevginin sınırsızlığını yaşayıp yaşatmak üzere seçilmiş kendi doğasına doğru piyanosuyla koşan küçük bir kız çocuğu... Masum ve vazgeçilmez tutkusunu ölerek sürdüren büyük ağabey... Kendini ve sevgisini anlatamamanın acısıyla yakıp kavrulan bir baba... Kardeş sevgisini sonsuzca yaşatan küçük ağabeyle bu dünyada hakkı kalmış acılı bir anne... Aile içi tutkuların ve sevgi savaşlarının ortasında kabarıp taşan denizler kıyılarda patlayan dalgalar durdurulmaz kum fırtınaları ve şiddetli yağmurların ardından doğan muhteşem güneşler...
Sonrasında küçük kızın ruhunun müziğiyle sevgiye doğru cesurca yol alışı... Varoluşunu hukukla da anlamlandırıp yeniden doğuşun sancılarından geçerek kimliğine kavuşması... Aşkla kesişip geçmişin acılarıyla birleşen hayatlar yaralı ve soylu ruhlarla birlik olup toplumun bekçilerine başkaldırmalar savrulmalar kavuşmalar kahkahalar incinmiş ama daima sonsuzca sevilmiş çocuklar yakıcı duygular sevgisiyle yıkımına doğru koşanlarla kendini kendinden yaratanlar... Sözünü ve gerçeğini bulup müthiş aydınlanmalardan geçenlerle dolunay döngüsünde geçmişleriyle ve aşklarıyla tamamlananlar...
Yasemin Eğinlioğlu edebiyata teslim ettiği hayatları anlatırken okuru da kendi derinliklerine demir atmaya çağırıyor...