Günümüzün Arkeolojik kazıları Abhazya'nın insanlığın doğuşuna tanıklık eden topraklar arasında olduğunu göstermektedir.
MÖ 100.000 - 40.000 yılları arasında yaşanan ve adına "Mousterian" yada "Orta Paleolitik" denen kültürün tümünü içeren kalıntıların Abhazya'nın Karadeniz kıyılarında bulundğunu; özellikle Chelleen ve Acheulleen kültüründen olan insanların Gagra ile İngur nehirleri arasında yaşadıklarını tesbit eden bilim adamları Abhazya'nın hemen her yerinde tarihin her dönemine ilişkin zengin materyaller bulmuşlardır.
Bu maddi kültürün Abhazya'nın sözlü kültürü ile birebir örtüşmesi de bir halkın ürettiği efsanelerin boş şeyler olmadığını göstermiştir.
Demir Çağı'nın ölümsüz anıları olan Nart Destanlarında çekiç yerine dirseğini örs yerine dizini kullanan ham demirden herşeyi yapabilen en eski nalbant Aynar-Jiy böyle bir maddi kültür olmasa doğamazdı.
Maykop'ta bulunan bir tabletin Argonot Efsanesi'ni kanıtladığı gibi kimbilir daha nice efsane arkeolojik kazılar sonucu kanıtlanacaktır.
Arkeolojik veriler bir halkın kültür tarihi sosyal yaşamı ve politik geçmişi ile ilgili en tartışmasız kanıtlarıdır. Burada Abhazya'nın zengin Kolhida Kültürü'nü Abhaz-Hitit İskit Eski Yunan Mezopotamya Anadolu Roma Bizans Pers gibi kültürle olan ilişkisini ve özgün Abhaz Kültürü'nün özelliklerini göreceğiz. Böylece bir halkın kültürel kimliğini anlamış olacağız.