• DEMOKRASİYİ YUNANLAR MI İCAT ETTİ? • MARKO POLO BÜYÜK BİR GEZGİN Mİ? • HANGİ DEVLET ADAMLARI HASTALIKLARINI DÜNYADAN GİZLEDİ? • AMERİKA'YI KRİSTOF KOLOMB MU KEŞFETTİ?
• NAPOLYON'UN MEZARI NEREDE? • ATOM BOMBASI ALMANLARIN MI? • 11 EYLÜL SALDIRILARI ARKASINDAKİ GERÇEK NEDİR?
Fyodor Kuzmiç adında bir sahtekârın Rus Çarı I. Aleksandr'ın yerine geçtiği şüphe götürmezdi. Demir maskeli adamın varlığına dair kanıt yoktu. Birinci Dünya Savaşı 1917'de bitebilirdi. Roosevelt Japonların Pearl Harbor'a saldıracağını önceden haber almıştı. 11 Eylül 2001 saldırıları ABD'deki herkesi şaşırtmadı.
Bu gerçekler uzun süredir biliniyordu. Buna rağmen kültür ve eğitimin yüzyıllardır dayattığı ve müşterek mirasın tamamlayıcı parçası olarak kutsalmışçasına varlığını sürdüren efsanelere hâlâ mahkûmuz. Tarihi gerçekler yeterince çekici değil mi?
II. Ramses'in sahte Kadeş zaferinden Direniş'te havaya uçan milyarlara ve Marko Polo'nun Çin'deki düzmece maceralarına kadar Gerald Messadié en göz önündeki aldatmacalara değiniyor. Oysa dört bin yıl süren efsaneler sahtekârlıklar yok saymalar ve başka yalanlar hâlâ okullarda öğretiliyor.