Tarih araştırmalarında en zor konulardan biri kuşkusuz ki kent tarihçiliğidir. Çünkü bir kentin kuruluşundan başlayarak günümüze kadar geçirdiği evreleri orada filizlenen ya da gelişen kültürleri o kültürlerin kent yaşamı üzerindeki etkileri maddi ve manevi izlerini sergilemek çok yönlü uzun soluklu bir araştırmayı gerektirir.
Hele söz konusu kent Van gibi İran ve Kafkasya kültürlerine ve çeşitli saldırılara açık bir sınır kenti olursa sorun daha güçleşir.
Bir tarih öğretmeni olan Sn. Engin Ortaköylüoğlu doğduğu ve büyüdüğü Van'ı Urartu'dan başlayarak çağımıza uzanan geçmişini bazen kaynakların ya da tanıkların verdiği bilgiler doğrultusunda bazen de insanı büyüleyen tatlı bir düş ortamında tanıtan bu çalışması övgüye değer. Okuyucunun edineceği bilgiler dışında Van ağzı diyebileceğimiz yerel sözcüklerden ve anlatımlardan da tat alacağını sanıyorum.