Şehirler canlı organizmalar gibidir. Bu yüzden çehreleri içerisinde sakin olan insanların kültürel birikimleriyle bağlantılı olarak hareket etmektedir. Aradan geçen zaman zarfında meydana gelen değişiklikleri en güzel gösterebilen yegâne belgeler ise fotoğraflardır.
Sultan İkinci Abdülhamid Han " Her resim bir fikirdir. Bir resim yüz sayfalık bir yazı ile ifâde olunamayacak siyâsî ve hissî mânâları telkin eder. Onun için ben tahrîrî münderecâttan (yazılı bilgilerden) ziyâde resimlerden istifâde ederim." sözüyle fotoğrafın önemini ve ona verdiği değeri ortaya koymuştu. Bunun yanında "Osmanlı Devletinde dikkate şayan ne varsa hepsinin fotoğrafı çekilmelidir" düşüncesinden hareketle işe koyulan yerli ve yabancı fotoğrafçılar o günün şartlarını fotoğraf karelerinde dondurmuşlardı.
Araştırmacı Yazar Soner Demirsoy işte bu 100 yılı aşkın bir süre önce çekilmiş binlerce fotoğraf karesini tek tek inceledi ve aralarından 70 kareyi seçti. Osmanlı'nın son demlerindeki şehirlerin yüzüne sosyo-kültürel tarihine ayna tutan bu fotoğrafların taşıdığı manayı hem fotoğrafçı gözüyle hem de tarihçi kimliği ile yorumladı. Bunun neticesinde aynı gök kubbenin altında yaşadığımız bu coğrafyada bizden önceki insanlar ne yer ne içer nasıl giyinir hayatını nasıl devam ettirirlerdi mimari bakımdan Osmanlı coğrafyası nasıldı gibi daha pek çok soruya bu kitapta cevap buldu.
"Osmanlı'dan Tarihe Not Düşen Kareler" adıyla Sarayburnu Kitaplığı'ndan yayınlanan eser bugün ve gelecekteki nesiller için çok önemli bir kaynak niteliğinde...