Londra'nın göbeğinde "ıvır zıvır" eşyalar satan bir dükkân işleten Haluk Ataman güzel karısı Lynette'le mutlu bir yaşamı paylaşan sıradan bir adamdır. Fakat aralıksız olarak her gece gördüğü düşlerinde hiç de öyle basit bir hayat sürmemektedir. Bu rüyalarda Baskabas adındaki gizli ve mistik bir Yahudi teşkilatı adına ülkeden ülkeye dolaşan kâh Londra'da Piccadilly Meydanı'nda kâh İstanbul'da bir Nişantaşı kafesinde casuslarla bilgi değiştokuşu yapan gizli bir ajandır.
Her sabah uyandığında karısına bu düşleri anlatan Haluk aslında geçmişine ve Lynette'e dair bildiği şeylerin ne kadar az olduğunu düşündüğü günlerden birinde dükkânına gelen genç bir kadının tuhaf sorular sorarak hafızasını tetiklemesiyle yıllardır ruhunu kuşatan bu zihin bulanıklığından sıyrılır. İradesine hükmeden ve ne yapması gerektiğini kulaklarına fısıldayan uğursuz bir ses tarafından yönetildiği gerçeğini kabul etmesi biraz zaman alsa da o bundan sonra sadece kendi iç sesini dinleyerek hareket edecek cesarete ve azme sahiptir. Artık önünde upuzun dolambaçlı tehlikeli bir yol uzanmaktadır ve bedeli ne olursa olsun kim olduğunu öğrenmek zorundadır.
Bilimkurgu edebiyatının güçlü kalemi Ünver Alibey kurgusal zarafetiyle dimağlara zekice tasarlanmış dokusuyla akıllara nakış gibi işlenmiş ayrıntılarıyla zihinlere kazınacak bir eserle çıkıyor türün meraklılarının karşısına. Serseri Mayın ilk sayfalarından başlayarak sizi içine hapsedecek ve bu esaretten kurtulmak istemeyeceksiniz...