Gezi olayları kuşkusuz 21. Yüzyıla damgasını vurmuş en zengin içerikli en barışçıl ve en nitelikli toplumsal muhalefet kalkışmasıdır. İçeriklidir çünkü tek bir yönetim merkezi yoktur. Merkeze birkaç meslek örgütü ve sendikayı oturtarak bir lider arayanlar boşuna çabalamaktadır. Lobi safsatalarına değinmiyorum bile... Lider yoktur ama bir STK dayanışması olarak Taksim Dayanışması vardır. STK dediğimiz de adından anlaşılacağı gibi sivil toplumdur vatandaştır halktır. Bu kalkışmada Taksim Dayanışması'nın ideolojik olarak birbirinden tamamen zıt bileşenlerini bir araya getiren tek bir başlangıç noktası yoktur; iktidarın uygulamalarının geldiği bir taşma noktası vardır.
Kucaklayanlara bakarsak Gezi'nin ne olduğunu iyi anladığını düşünenler bile gizli gizli lider/liderler ya da yönetici akıl aramaktadır. Yani "Bu şahane kitleyi kazananın sırtı yere gelmeyecektir". Oysa Gezi Parkı'nda 20 gün yaşamış bir genç arkadaşın söylediği çarpıcıdır: "Kimse burayı yönetmeye kalkmasın yönetilemez. Yapılması gereken kendi yönetim biçimlerinde Gezi'yi örnek almaktır. Gezi'de yaratılan ütopya aslında bizlerin nasıl bir ülke istediğinin bir modellemesidir. Bu model içerisinde birlikte yaşama ekonomi tarım ekoloji sağlık kültür sanat spor politikaları mevcuttur. Gezinin hukuku ise evrensel ahlaktır".
Reddedenlere bakarsak her ne kadar Gezi'yi marjinalleştirmeye çalışsalar Gezi'nin komplo teorilerinin bir ürünü olduğunu iddia etseler "hükümete darbe yapmak isteyen uluslararası destekli projelerin küçük ve aşırı sol grupları kullanarak karışıklık çıkarması" gibi bahanelere sığınsalar da bu kalkışma rüzgârının etkisinden kurtulamayacaklar. Öncelikle genç nesil için bir merak hatta cazibe konusu olmuştur. Gezi'nin alt üst ettiği günlük dil mizah eylem yapış tarzı siyasete bakış kuşkusuz ki reddeden kesimin gençlerinin de toplumsal muhalefet dilini değiştirecektir. Ruhunu reddetseler de üsluba yansımasından kurtuluş yoktur.
12 yıldır mükemmel bir iletişim aklı ile yönetilen iktidarın Gezi sonrası iletişim dilinin eskimesi gündem oluşturma güçlüğü çekmeye başlaması reddettiği küçümsediği marjinalleştirmeye çalıştığı Gezi'yi ilgili ilgisiz her türlü ortamda dile getirmesi bir türlü unutamaması unutturmaması göz önüne alındığında şu cümle kesinlikle kurulabilir:
Evet Gezi görevini layıkıyla yerine getirmiştir.
Gezi bir devrim midir evet devrimdir. Ama beyinlerde gerçekleşmiştir. Bunun yansımaları 21. Yüzyılın siyaset yapma tarzına ve toplumsal muhalefet tarzına damga vuracaktır.