Bu kitabın tamamlanma aşamasında yaşanan İstanbul Taksim Gezi Parkı direnişinin en önemli boyutlarından biri kitle iletişim araçları tarafından yok sayılması oldu. Dünya basını gelişmeleri yakından izlerken birkaç gazete ve haber kanalı dışında Türk radyo televizyon ve gazeteleri gelişmeleri görmedi duymadı ve söz etmedi. Kamuoyunun tepkisi karşısında suskunluklarını bozmak zorunda kalınca da bu kez gelişmeleri aktarmak açıklamak yerine başbakanın sözcülüğüne soyundular.
Gezi Parkı direnişinin önemli boyutlarından bir başkası direnişe katılan ve destek olan genç kitlenin iletişim gereksinimini Facebook ve Twitter üzerinden sağlaması oldu. Başbakanın "baş belası" olarak nitelediği Twitter genç kitlenin en önemli iletişim aracı haline geldi. Herkes tanık olduklarını Facebook ve Twitter üzerinden paylaşmaya başladı. Herkesi "gazeteci" yapan süreç Türkiye'de Taksim olayları ile yaşandı.
Bu gelişmelerin gazeteciliğin önemini ortaya çıkarttığını düşünüyoruz. Siyaset ve sermayenin haber/gazeteci üzerindeki denetimi asla ortadan kalkmayacaktır. Onların yarattığı sorunların çözümü ancak gazeteciliğin doğru dürüst öğretilmesi ve yapılması ile mümkündür. Bu kitap bunun yollarını göstermek için yazılmıştır.