Rüyalar Tanrı'nın insanlarla konuşma yolu olabilir mi? Peki ya Evren Tanrı'nın rüyasından ibaretse?İnsan uyurken mi hayattadır hayattayken mi rüyada?
Bir lanetle kaderle gölgelerle ve rüyalarla boğuşan Nina'nın sürükleyici macerasına sahne olan Uykusuzlar fantastik dünyaların felsefeyle yoğrulduğu bir aşk hikâyesi... "İnsan hayallerini somutlaştırmak ve sorularını gözü kapalı gördüklerini herkese ait kılmak için yazıyor olabilir. İçimizden birileri ise ne yana baksa dünyanın yetersizliğiyle karşılaşır ve gerçeğin sınırlarını zorlayıp esnetmek için yazar. Çünkü gerçek katıdır ve arzulayıp ulaşamadıklarımız kadar anlayamadığımız birçok şey de çizginin öte yanındadır. Gülşah Elikbank bakışını gönlünü bu öteki yana gerçeğin görünmez yanlarını da içinde taşıyan fantezinin uçsuz bucaksız bereketli topraklarına çevirmiş yetenekli bir yazar. Bizde pek gelişememiş olan fantastik edebiyatın göz dolduran hızla parlayan yıldızlarından biri.
Elikbank yeni romanı Uykusuzlar'da rüyalara eğiliyor. Gerçek ya da düşsel roman kahramanlarını aşkları çelişkileri açmazları olağan ya da olağandışı rüyaları rüyasızlıkları ve insanlığı tehdit eden sorunlara çare arama çabaları temelinde anlatıyor. Romanın özeti ve sorduğu evrensel değerdeki soru ise şu: Hepimiz aynı rüyayı görebilsek dünya daha güzel bir yer olabilir mi?"
-İNCİ ARAL