Dön Kardeşim dokuz günde yazıldı. Sadece isyanla değil insana ve geleceğe
duyulan güvenle de yazıldı. Bu dokuz güne gazeteciliğe adanmış bir yaşam ve zorbalığa
boyun eğmeme kararlılığı sığdırıldı. Mustafa Mutlu aslında dokuz günde sadece
işten atılma sürecini ve karşılaştığı tacizleri değil Türk medyasının dönüşümünü ve basın
özgürlüğünün kapalı kapılar ardında geldiği noktayı kaleme aldı. Mutlu yeni kitabı
Dön Kardeşim'de medyada yaşanan rezaletler hakkında bilginin ötesinde umut da veriyor.
Yozlaşmaya karşı durmanın mümkün olduğunu her bitişin yeni bir başlangıcı
müjdelediğini vurguluyor.
"Dön kardeşim" dediler! "Nasıl?" diye sordum.
"Herkes nasıl dönüyorsa öyle dön sen de" diye akıl verdiler.
Onlara da söyledim; "dönme organım" bozuk benim bu yüzden dünyaya geldiğim günden beri hep aynı yönedir yolculuğum: Barışa sevgiye adalete eşitliğe özgürlüğe saygıya insanca yaşama uçarım sadece ışığa uçan kelebek gibi!
Zalim babam olsa çıkarım karşısına...
Sömürüyü baskıyı işkenceyi haksızlığı kaldırmaz yüreğim! Din tacirlerine ve ülkeyi
bölmek isteyenlere fren tutmaz kalemim...