En eski en sürekli ve en yaygın savaş kadının sosyal eşitsizliğinden ve çocukların adam yerine konmamasından kaynaklanmaktadır. Şu anda dünyadaki yaklaşık 1 milyar civarındaki ailenin büyük bir bölümünde bu iki sosyal eşitsizlikten doğan savaş aralıksız yaşanmaktadır.
Bu savaş kadınların erkeklerin ve çocukların günlük yaşamını cehenneme çevirmektedir.
Yazar bu devasa sorunu yalın bir dille görünür kılıyor. Sorunun şiddetin kimin tarafından ve ne şekilde uygulandığı değil şiddetin farklı kılıklarda her toplumda her yerde ve hiç ummadığımız ailelerde karşımıza çıktığını yaşanmış olaylardan hareketle anlatıyor.
İnsanın insan olma değerini hiçe sayan şiddet olaylarının büyük ölçüde erken çocukluk döneminde yaşadığımız veya tanık olduğumuz şiddet olaylarından kaynaklandığını örnekleriyle açıklıyor.
Aile içi şiddetin çocuklar üzerindeki tahribatını ele alan araştırma sonuçlarına yer veriyor. Şiddete maruz kalan çocuk ve kadınlara yardım etme yöntemlerine değiniyor.
Sorunu görünür kılmanın yanısıra Aileyi ''Zindandan Yuvaya'' dönüştürmek için yapılabilecek bireysel ve politik önlemlere değiniyor. Sorunu ve çözüm yollarını bu konuda örnek ülkelerden İsveç örneğiyle anlatmaya çalışıyor.
Bu nedenle kitabın başta şiddet yaşayan aileler olmak üzere bu konuda çalışan görevlilere ve politikacılara da bir ölçüde katkıda bulunacağına inanıyoruz.