Zaman... Aydınlığın ve karanlığın birbirine geçişindeki göreceliğin kavram olarak ifade edilmesi değil midir? Saat dediğimiz icadın işleyişinde akrep ve yelkovanın insanoğluna vaat ettiği güven duygusu en vazgeçilmezimizdir.
Nasıl da her şeyin kolayına kaçarak baş edemediklerimizi zamana havale eder rahatlarız. Yaralarımızın ilacıdır ecza deposudur âdeta bilinmezliklere sığınmak. Her derde devadır gündüzlerin devinip yerini karanlığa bırakması. Çünkü bin dirhem kusuru örter karanlıklar.
Ya zaman hep doğru işlemiyorsa? Ya baştan beri sanıldığı gibi kusursuz değilse senelerin geçişi? Zaman; aynalarla anlaşmış mekânlarla dolaplar çevirmiş kaderin içine zehrini akıtmış olamaz mı?
Öyle olsaydı ya da bilinmezlik içeren bu sorulara cevap bulabilseydiniz "Zaman"a ne kadar güvenirdiniz?