CHP hep ilklerin partisi olmuş ve bunun bedelini de ödemiştir. 1950 seçimi de ilklerin yaşandığı bir sürecin başlangıcıdır. DP ilk iktidar deneyimini yaşarken CHP'de ilk muhalefet deneyimini yaşayacaktır. Başlayan süreç DP için demokrasiyi öğrenme CHP için özümseme sürecidir. Ancak DP muhalefetin de söz hakkının olabileceği parlamenter demokrasiyi kolay benimseyecek gibi görünmemektedir. Tek parti döneminin iktidar partisi olarak Atatürk'ün deyişiyle "halka siyasi terbiye vermek için " kurulmuş olan CHP şimdi de demokrasi terbiyesi vermek için muhalefet okulu görevini yerine getirecektir.

Demokrasiye erken geçmekle toplum demokrasiyi daha erken kavramaz. Alt yapısı oluşmadan yeterli olgunluğa erişmeden geçilen demokrasiler hoşgörüden ve azınlığın haklarını savunma anlayışından uzak; rakiplerin birbirini düşman gibi gördüğü bir öc alma yarışına dönüşür; ki bizde de aynen öyle olmuştur.

"Yoksulluk denizinde yaşayan Anadolu köylüleri çevrelerinde yaratılan imtiyaz adalarına bakarak umutlanırken; Marshall Yardımını yapan ABD'de dünya üzerinde politik ve askeri nüfuzu garantileyecek ekonomik yayılma planının bir parçası olarak yarattığı imtiyaz adaları üzerinden gelecek planları yapmaktadır."

Sola açılmayı 19.yy politikaları olarak görmek sola kapanmak demektir. Sadece Laiklik Cumhuriyet Atatürk Üniter yapı gibi kırmızıçizgileri korumak için yapılan siyasi mücadeleyle iktidar olmanın çok zor olduğu apaçık ortadadır. İktidar olabilmek için savunulan bu temel değerlerin üstüne etkin bir emek-demokrasi-adalet ve özgürlük mücadelesi de koymak gerekir. Bir sendika başkanını milletvekili yaparak birkaç işçi eylemine katılarak emek cephesinin bir din adamını milletvekili yaparak dindar oyların Kürt bir milletvekili ile de Kürt oyların alınamadığı ortadadır.

Atatürk Cumhuriyeti ciddi yaralar almıştır. Dönüşecek mi? ileriye mi gidecek? Önümüzdeki süreçte bu belirlenecektir. Esas olarak bu gün verilen mücadelenin temelinde de bu vardır. Ya katılımcı demokrasiyi temel alan tam bağımsız ve özgürlükçü bir anlayışla yeniden kurularak tamamlanamayan Demokratik Devrim tamamlanacak ya da 1923'ün de gerisine düşülecektir. Mücadelenin şeklini iktidarın tutumu belirleyecek.

Gezi iktidarın alternatifsiz olmadığını gösterdi. Bundan sonra iş CHP'ye düşüyor. CHP Gezinin verdiği mesajı iyi okuyabilir olabilecek en geniş sol ittifakı sağlayabilir ve AKP'ye karşı olan tüm güçlerin desteğini alabilecek bir çekim merkezi oluşturabilirse kamuoyu yoklamalarında çıkan sonuçların aksine yerel seçimlerde ilk galibiyetini alabilir. Tıpkı 1989'da birçok kişinin beklemediği bir sonuç alarak birinci parti olan SHP'gibi...Bu mümkün... düşünmekteyiz.