Coğrafya toplumlar için şüphe yok ki özel bir anlam taşır. Kültürel kimliğin ve aidiyetin zeminidir. Politik söylem bu zemin üzerinde yükselir. Ancak coğrafya ve politika dini temellerle kutsandığında ortaya efsanevi algılar ve dokunulmaz değer yargıları çıkmaktadır. Dini jeopolitik kavramı farklılıkların/benzerliklerin karşı karşıya geldiği böylesine bir kesişme noktasıdır. Orta Doğu bağlamında değerlendirildiğinde dini jeopolitik daha ziyade Filistin-İsrail sorunu ve Kudüs özelinde anılmaktadır. Bu durum Hristiyanlık İslamiyet ve Yahudilik açısından kendine özgü bir dinamizme sahiptir. Paralel şekilde Orta Doğu Şii Hilali olarak bilinen alanı da içermekte ve bu alanda bir dini-politik eksen kurgulanmaya çalışılmaktadır. İnanç-merkezli yaklaşımların çoğu kez iç-içe geçtiği Orta Doğu coğrafyasında bu anlamda bir kutsallar mücadelesinden de söz etmek mümkündür. Dini jeopolitik genel itibarıyla uluslararası ilişkilerin özelde ise Orta Doğu'nun en kritik konularının odak noktasında yer alan özgün bir çalışma alanıdır. Bu itibarla dini jeopolitiğin akademik bir disiplin içinde irdelenmesi bölgede süregelen olayların anlamlandırılması bakımından önem arz etmektedir.