Geçmiş veya gelecek yoktur sadece yaşanılan an vardır. Ve yaşanılan andan ibaret olan bir hayat kabında dalgalanmaktan başka çaremiz gözükmemektedir... Katrilyonlarca yıl geçmiştir bugünlere ulaşabilmek için nice değişimler yaşanmıştır Şu günkü görünüme kavuşabilmek için; ama hepsi anlamsızdır yaşanmadıktan sonra!.. Uçsuz bucaksız soğuk ve belirsiz bir sonsuzluk abidesi uzay boşluğu içerisinde asılı bir nokta kadar küçük gezegenimizden bakınca bilinmezliğimiz de bir o kadar ortaya çıkar. Kim kim içindir? Ne ne içindir? Burası neresidir niye yaşıyoruz ölüme kaç kaldı?.. sorarız kendi kendimize veya bir başkasına cevabını bir türlü alamayız; korkutulmuş sindirilmiş zihinler kapatılmıştır her aranana alışılagelmiş yaşamlarda kalınması istenir. Büyüklerin ataların oluşturulmuş geleneklerin peşinden götürülerek şekillendiriliriz her neslin şekillendirildiği gibi...
Gördüğümüz duyduğumuz tattığımız kokladığımız dokunduğumuz kadarıyla düşünür ötesini ne görür ne biliriz. Zihinde biriktirdiğimiz kadarıyla değerlendiririz toprağı ağacı meyveyi havayı bulutu ve ötesini... Toprak topraktır; kimyasal yapısını bilemeyen göremeyen için sadece üzerine basılan kara parçasıdır sahibi değilsek de anlamsız ve değersizdir. Çiftçi için ise hayatının devamıdır alın terinin işlendiği mekandır. Onunla var olur; eGeler kazar sulandırır sebzeler meyveler eker üzerine bir ekip bin alır kimi zamanlarda. Parayı sırtından kazanır; anası babası atası canı ciğeridir sahip olabildiği kadarı... Başkaları hor görse de yaşamını ona bağlılığını çapalayışını yabancı otlardan ayıklayışını... kendisi gibi düşünen hisseden kimselerle var olur; karısı çocuğu akrabaları ve komGuları hep aynı kafadandır kendi kendilerince kurdukları bu yaşam tarzı üzerinde yürürler başka ortamlara başka yaşayışlara bakmadan... Ayakkabıcı içinse bıçağı derisi ökçesi vardır değerli olan onlarla hayatını kazanır bir ömür boyunca... Demirci için örsüdür demiri ateşi suyu ve çekicidir en gerekli en değerli olan... Marangoz içinse ağacı planyası hızarı rendesi zımparası... Arıcı için değerli olan arısı kovanı... Tüccar içinse hepsi değerlidir satabildikten sonra... İşte ayrı ayrı şekillenmiş ayrı ayrı yaşanmış ayrı ayrı değerlenmiş parçalar bütünüdür insanlık! Yüzü aşkın dini inanış binleri aşkın kültürel farklılık birbirinden uzak birbirinden ayrık birbirinden habersiz yaşamak ister aynı yuvarlak üzerinde. Hepsi insandır hepsinin ufak tefek farklı görüntüsü olsa da aynı temel üzerinde var olmuşlardır bilinmeyen bir tarihte...