Avare Kitabı kültürümüzde avare aylak başıboş serkeş serseri berduş evsiz barksız marjinal vb. olmanın şekilleri ve algılanışı ile ilgili birikimin bir tespitidir.
Bu kitapta devletin serseriliğe bakışı Osmanlının serseriliğe yaklışımı serserilik konusundaki tedbir ve nizamnameleri ele alınmıştır.
Horasan erenleri dervişler dünyadan geçmeyi dünyaya itibar etmemeyi bir yaşam biçimine dönüştürmüşlerdir. Güç kudret ve makama değer vermeyen dervişlere "aylak" gözüyle de bakabiliriz. Ancak dervişler tarihin her döneminde dünyaya bağlılığı ve insanın kendince esiri olduğu şeylerin sorgulanmasına vesile olmuşlardır.
Kültürümüzdeki en yerleşik ve belki de en eski aylak tipi Keloğlan'dır. Raj Kapoor'un 1951'de çevirdiği Avare filminin Türkiye'de gösteriminden sonra Türk sinemasında bir avare tiplemesi akımı başlamıştır. Keloğlan ve Yeşilçam avareleri arasında benzerlik vardır: her iki ortamda da avare tip bir kahramandır.
Avarelik anlamındaki kelimelerin çeşidi kökeni metin örnekleri de kültürümüzün avareliği her dönemde barındırdığına bir işarettir.
Avare vesilesiyle boş zaman kavramı zamanın neyle dolması gerektiği marjinalleşmeye yaklaşımlar üzerine değerlendirmelerimizi gözden geçirebiliriz.