Allah yolundaki kardeşim şimdi burada bizlere cihadın yolunu belirleyecek bazı değişmez sabitleri zikredeceğiz. Bu sabitleri yazmaktaki hedefimiz cihad menhecini zulüm ve yalanla giydirilen kayıt ve bağlardan kurtarmaktır. Bu gün cihad menheci hiçbir şer'i delil olmadan onu söndürmeye sınırlamaya ve kayıt altına almaya çalışan söylemlerin sıkıntısını çekmektedir. Belki bu söylemlerden bazıları bu şiarları söyleyen bazılarını yanlış anlamakla birlikte yanlış uygulamaktan da kaynaklanabilir. Bunun engellerinden birisi ise; fıkha intisap eden bazılarının bilmişlik taslayarak daha önce bu konuda imamlardan hiç kimsenin getirmediği şartlar ortaya atmalarıdır. Yine bunun engellerinden birisi de; İslam'a intisap etmekle birlikte cihaddan soğutanların her mecliste cihadın zamanımızda uygun olmadığını terennüm etmeleridir. Yine bunun engellerinden bir diğeri de -ki bu en önemlilerindendir- savaşını bu şiara karşı sürdüren haçlı ittifakıdır. Zira bu şiar sömürgeci Amerika'nın dünya ülkelerini sömürmesi çıkarları ile çatışmaktadır.
Cihad yolundaki sabitlerin neşredilmesi Allahu Teâlâ'nın izni ile cihad kavramının düzeltilmesine ve cihad yolunda duran diğer haddi aşmış zalimane engellerin kaldırılmasına kefildir. Bu kavramın düzeltilmesinden sonra bu şiara ruhi yönden bağlanacağımız gibi menheci ve son olarakta amelî ve tatbikî olarak bağlanabiliriz. Bu şiarın açıklanması ciddi çabalara ihtiyaç duymaktadır. Ancak bu açıklama ve beyan vâkıadan kopuk salt fıkhî bilgilerle sınırlı da olmamalıdır. Bu fıkıh olarak istenilse de -Nebî'nin (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabının (radıyallahu anhum) yaptıkları gibi- bu fıkhı ve bu şiarla ibadeti yaşanılan vâkıaya tatbik ettirecek bir menhece ihtiyaç duyar.