Zekiye:
-Ah! Nineciğim! Nineciğim! Gönlüme niçin bu kadar yumuşaklık verdin? Düşüncemi niçin bu kadar açtın? Sen de şimdi kızını görsen okuttuğuna pişman olurdun. Benim gönlüm öyle büyük büyük duygulara nasıl dayansın? Benim kafam öyle geniş geniş düşüncelere nasıl tahammül etsin? Yüreğim ne kadar çarpıyor! Sanki göğsümü yerinden koparacak da dışarı fırlatacak...
Aklım ne kadar sıkılıyor! Sanki başım paralayacak da çevreye dağılacak. Nineciğim! Nineciğim! Devamlı babamı düşünmek için açtığın hazırladığın düşüncede başkası geziyor...
(Kitabın İçinden) .