Okuyunca göreceğiniz gibi bu hayat öyküsünde yeni Cumhuriyetin dişinden tırnağından artırarak yurt dışında okuttuğu bir genç neslin azmi gizli... Atatürk ulus yaratma mücadelesinde bu gençleri Anadolu uygarlıkları araştırmasına yönlendirdi; onlar da canla başla çalışarak o güne kadar sadece yabancıların ilgilendiği bir alana Türkiye'nin damgasını vurdu. Bu sayede Sedat Alp ilk Türk Hititolog oldu. Ne yazık ki bu yaşam öyküsünün içinde kuruluş yıllarının heyecanı ve azmi kadar sonraki yıllardaki basiretsizliğin kısır çekişmelerin ve iş bilmez yönetimlerin bütün o kazanımları nasıl kolaylıkla harcadığının belgeleri de var. Bu da madalyonun öbüryüzü... Çağımızın ve insanlık tarihinin en önemli dillerini ana dili gibi konuşan Sedat Alp notlarını "Bugün tekerlekli sandalyede olduğum halde hâlâ çalışmalarım devam ediyor sağlığım elverdiği sürece de bu çalışmalarımı sürdüreceğim" diye noktaladı. Bize ise bizzat tanık olduğumuz bu çalışkanlığa bu yaşama azmine şapka çıkartmak kaldı. Yeni gelecek kuşaklara örnek olması dileğiyle..."