İktisat emperyal bir sosyal bilim midir veya olmuş mudur? Olabilir mi? Hatta olmalı mıdır? Bu sorular elinizdeki kitabın
cevaplamaya çalıştığı sorulardan sadece birkaçı. Basit bir tanımla iktisat emperyalizmi diğer sosyal bilimlere ait ana meselelerin
iktisat tarafından kolonizasyonudur. Diğer bir ifadeyle bu kitabın ana meselesi iktisat'ın diğer sosyal bilimleri kuşatmasıyla da
görüldüğü üzere iktisat ve sosyal bilimler arasındaki değişen sınırlardır.
Eski iktisat emperyalizmi Gary Becker'ın yanı sıra James Buchanan ve Gordon Tullock'un kamu seçimi teorisiyle olgunlaşan
iktisadi olanın iktisadi olmayana doğru genişlediği ve toplumsal olana mükemmel işleyen piyasalarmış gibi muamele edildiği bir
iktisat anlayışında tecessüm eder.
Yeni iktisat emperyalizmi ise George Akerlof ve Joseph Stiglitz'in asimetrik bilgi işlem maliyetleri ve diğer piyasa aksaklıkları
kavramları üzerine kurulu yeni bilgi-kuramsal anlayışı ve Ronald Coase Oliver Williamson ve Douglass North'un yeni kurumcu
iktisadıyla birlikte ortaya çıkar. İktisat emperyalizminin bu yeni aşamasında toplumsal olana mükemmel işleyen piyasanın bir
uzanımı olarak değil de aksak çalışan piyasanın bir uzanımı olarak bakılır.
Bu yeni emperyalizmin en uç noktası ise "acayip iktisat"tır. Ku Klux Klan'dan yasallaştırılan kürtajın suç üzerindeki etkisine
annesiyle yaşayan uyuşturucu satıcılarına Sumo güreşlerindeki yozlaşmaya sınavlarda öğrencilerin ve öğretmenlerin yaptığı hilele-
re ve konulan ismin çocuğun sınavlarda elde ettiği başarı üzerindeki etkisine kadar pek çok muhtelif ve hususi konuda "açıklayıcı"
güce sahip olduğunu iddia eden bir iktisattır bu.
Elinizdeki kitap iktisadi emperyalizminin tüm bu süreçlerini betimlemekle kalmamakta yeni bir alternatif yaklaşımı da yet-
kinlikle ortaya koymaktadır; iktisadi olana odaklanan ancak en başından itibaren toplumsal ve tarihsel olanının da farkında olan
ve bunları içeren yeni ve gerçekten disiplinlerarası bir ekonomi politiğin tesisi...