İnsan Silgisi
bu unutulmuş insan yarası kıyı
tuz uykusuna dalınca
çamur rengi akşamüstü
arz lehçesiyle konuşur
yanlış harf bedenim
bir gün ansızın silinir
insan silgisinin başladığı yerde
yalanlıyor zaman canlıyı
marşını bilmediğim hayat
çağırıyor zül korosuna
pek süslü başlıklar atacağım
bozguna uğrayan orta yaşıma
özgürlük bildiğim sevişmeler
mapushanesi çocuklarıma
buz kütlesi miyim eririm
sözcüklerin ısısında
keskide duygularımın yankısı
bir ayrılığın on yıl ettiğini görmek
yaşanmışlığın en lanet olanı
solmuş gözbebeklerimde
aynadan geçirdiğim dilsiz şarkılar
anıların kardan adamı
fotoğraflardan kalan eskime
uzun sandığım ömür
kelebek ömrü kadarmış oysa
bakışlarıma örttüğü örtü yırtık
sesimin çerçevesi kırık
tutabilsem güzellikleri
değmeden günahlara
gövdem dört farklı ayna
kırarak biri diğerini
olur görünmez uçurtma