Önceleri her şey canlıydı.
En ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti...
Yaşamöyküsünü Kış Günlüğü kitabında fiziksel varlığının gelişim süreciyle aktaran usta yazar Paul Auster yukarıdaki cümleyle başlayan İç Dünyamdan Notlar'da da iç benliğinin dış dünya ile karşılaşma sürecindeki gelişimini anımsıyor.
Auster bebekliğinde aydedeye bakışından çocukluğunda kovboy filmlerinin yıldızı Buster Crabbe'e olan hayranlığından dokuz yaşında yazdığı ilk şiirinden Amerikan yaşamının adaletsizliğini fark etmesinden başlayıp 1950'lerin savaş sonrası ortamını ve 1960'ların çalkantılı günlerini geçerek yetişkinliğe uzanan ahlaki siyasal düşünsel yolculuğunu adım adım aktarıyor.
Çocukluk yaşamının dönüm noktalarındaki seslerin kokuların dokunma duyusunun hissettirdiklerinin ve çok sevdiği film sahnelerinin de eksik olmadığı belleğindeki bütün imgeleri akıcı anlatımıyla yansıttıktan sonra kitabın sonundaki albüm bölümünde de anlattıklarını fotoğraflarla bütünleştiriyor.
İç Dünyamdan Notlar benzeri görülmemiş tarzda bir otobiyografi yapıtı.