Önce radyo vardı... Ajans haberleri o zaman hayatımıza girdi.
Saatler radyoya göre ayarlandı...
Eğlence programlarının yanı sıra radyo tiyatrosu köylü saati kazındı hafızalara...
Sonra televizyon geldi...
Hepimizi büyüledi ve kısa sürede vazgeçilmezimiz oldu...
Evler daha bir şenlendi siyaset arenası daha bir kızıştı...
Darbe yapmak isteyenler önce radyo ya da televizyon binasını ele geçirmek istediler; bildirilerini duyururlarsa darbeyi gerçekleşmiş saydılar...
Bu arada tabii ki dürüst ve bağımsız yayın yapmaya çalışan gazeteciler vardı ki her iktidar onların özgürlük alanını biraz daha kısıtladı.
İşte o gazetecilerden biri olan Zeki Sözer TRT'de geçirdiği 12 yılın öyküsünü kaleme aldı.
TRT'nin her iktidar döneminde özerkliğini biraz daha kaybettiğini vurgulayan Zeki Sözer halkın sesi olması gereken bir kurumun nasıl iktidarların sözcüsü haline getirildiğini gözler önüne seriyor. Acısıyla tatlısıyla özverili çalışanlarıyla tek kanallı televizyon dünyasını anlatıyor.