Kara Şarkılar sindirilmeye çalışılan insanın halk düşmanı güçlere boyun eğmeyen sevdalı ezgili direnişidir.
12 Eylül faşist darbesiyle sokakta kan durmuş ama derin bir içkanama başlamıştı.
Kanın söylentisi kandan daha yapışkan daha bulaşıcıdır; ülke cenaze töreninden sonra boşalmış meydan yeri gibiydi ve toplanmak için yeni şarkılara ihtiyaç vardı.
Kara Şarkılar' daki şiirler devrimci bir yürekle böyle bir iklimde yazıldı.
Dil ucuna sıkça gelen "Kara"nın ve "Acı"nın derinliğine elbette ışığın güvencesiyle inildi.
Afşar Timuçin 30 yıl önce Yazko Somut 'ta bunu "Kara Şarkılar'da ak şiirler" diye tanımladı: "Hüseyin Haydar o güçlü halk anlatımına daha dolgun bir içerik getirmekte geç kalmadı.
Belirlediği gösterdiği yoldan ayrılmıyor bu yolda biraz daha ilerleyerek daha açık daha aydınlık yerlere ulaşıyor.
Hepimizin amaçlamış da olsak aramızdan pek azımızın bulabildiği o güçlü bileşimi halk diliyle konuşmak ve bilgece şeyler söylemek ustalığını elde etmek yolunda Nazım Hikmet'lerin Lorca' ların başarıyla yürüdüğü o yolda Hüseyin Haydar da eski boşluklarını hızla kapatarak ilerliyor."
Afşar Timuçin Yazko Somut 1983