Beylerin egemenlik sürdüğü "Hatti" ülkesinde bir zamanlar bilinmeyen bir nedenle saldırıların olduğu arkeolojik kazılar sırasında elde edilen çalışmalardan anlaşılmıştır. Yangınlar olmuş kentler yakılıp yıkılmış beylikler belki de inanılması güç olan bir yaşam ile karşı karşıya kalmışlardı. Merkezi sistemin olmadığı doğrusu böyle bir sistemle yönetilmenin yeni zararlar getireceği kaçınılmaz bir tehdit olarak algılanmıştı. Ancak bilindiği gibi değildi küçük beyliklerde bir kıvılcım yükselmiş aşiret beyleri bu kıvılcımları birleştirmek için çaba göstermişlerdi. Bu çabaların sonucunda tarih sahnesine Pithana adlı bir bey çıkar. Saygın bir aileden olan ve kendisine daha sonra "Kuşşaralı Pithana" ünvanı verilen Pithanna Hititlerin kurucu kralı olarak belleklerde yüceltilir. Oğlu Anitta ile beraber bölgede barışı sağlamak beylik kavgalarını sona erdirmek adına egemenlik sürdürür. Karadeniz bölgesindeki Zalpa krallığı dahil bölgede bulunan çoğu beylikleri işgal ederek egemenliği altına aldı. Savaşmayı ve büyümeyi seven bir kral unvanını elinde tuttu. Hatti ülkesinin güneyindeki Kaneş kentini de işgal ederek topraklarına kattı. Zalpa'daki Nerik kentinin kuşatmasına dinsel yönden önem vermişti. Bitmek bilmeyen savaşlara devam eden Pithana Neşa kentini kuşatıp krallarını esir aldıktan sonra oradaki insanlara hiç kötülük yapmadı.
Ali narçın adeta bir rüzgar gibi Anadolu'nun Kuzeyinde esen Hititlerin krallığa nasıl yükseldiklerini kültürel anlayışlarını diğer kent krallıkların gelenekleriyle nasıl birleştirdiklerini Asur halkıyla yaptıkları ticari ilişkilerini özet halinde okurlarına bu kitapla sunmuştur.