Kitabımızda Kürt efsanelerine özellikle de göl ve ırmak konulu efsanelere yer veriyoruz. Efsaneler insanlığın gelişme ve keşif serüveni içinde zengin düş gücüyle yarattığı görkemli eserlerdir. Bu kitaptaki efsaneler de pek çok kültürün iç içe geçtiği insanlığa ilk yerleşim alanı olmuş bu bölgenin dünyasını daha yakından tanımamızı sağlıyor. Kürt çoğrafyası bir efsaneler diyarıdır. Neredeyse her gölün her dağın her ırmağın bir efsanesi vardır. Kitap okuru Kürt coğrafyasında bir yolculuğa çıkarıyor. Her bir efsane büyük bir efsanenin parçası olarak anlatılıyor. Bir öykü biterken bir başkası başlıyor. Kimi yerde iki efsanenin buluşma noktasında denemeler de okuyoruz.
Dicle kıyısında başlayan yolculuk Urfa göllerinde ateşe tanıklık ettikten sonra Kereşdağ'ın etekleri önünde ilerliyor. Göl göl ırmak ırmak Munzur'a Erzurum'a Ağrı Dağı'na kadar uzanıyor. Dicle ile Fırat'ın birleşip ortak bir kükreyişle denizle buluştuğu yerde bittiğini sandığımız efsaneler bitmiyor. Kurtarılmayı bekleyen çilekeş annenin kanayan öyküsü hâlâ tamamlanmayı bekliyor.