Düşülkenin Şiir İçin serisindeki ilk kitap olan Azzeye Mektuplar okurla buluşuyor Tamer Dursun Azeye Mektuplarda
içinden geçtiğimiz çağda aşkı teknolojik gelişme ve yükselen kapitalizmin etkisiyle dönüşen hayatlarımızda yitirdiklerimizi
hayatımıza yansıyan kolaylıkların aslında bizi insan kılan alışkanlık ve yaklaşımlarımızdan ne kadar uzak düşürdüğünü insancıllığımızı ne derece koruyabildiğimizi sorguluyor. Yazmak yöntemin bireyselliğiyle tartışıladursun ben hep şiirin en samimi
ve en damıtılmış duygu dökümü olduğunu ve şiir yazıcısına kendisini adeta öksürük gibi söktürdüğünü bu yapı-söküm esnasında insanı da iyileştirdiğini savundum. Tamer Dursun şiirini de özetleyecek aslında bu şiir savım. azzeye
mektupları ilk okuduğumda (evet ilk çünkü daha sonra defalarca okudum ve okurda da bu yeniden okuma isteğini
uyandıracağına inanıyorum) zihnimde kalan tada çekinmeden samimiyet derim. azzeye mektuplar aşkı azze ile tarifte
zamanı ötelemek yerine aşarak tam manasıyla zaman-ötelikte hep ve yeniden var ediyor. Bir ülkenin insanlarını içinden geçtikleri acılarla da yoğurarak tıpkı o acılı insanların hissettikleri düşünüp düşledikleri konuştukları yaşadıklarınca diri saf bir
dille sayfalara taşırıyor. Yaşamak gibi ve kadar basit ama ciddi naif hatta kırılgan ancak bir o kadar da militan Tamer Dursun şiirine tutunup aşkı selamlayalım...
azze...şiir bakışlım... / aşk militandır /
azze. sen ne yaparsan yap / aşk
militandır / barikatları yıkar da gelir sana
/ aşk militandır! / aşkla kalbenle kal
azzem
Janset Karavin